Dokumacının Ölümü

Bu kitapta birbirine bağlanarak sürekli okumayı sağlayacak Türk edebiyatından on sekiz, Dünya edebiyatından dört öykü yer alıyor.

Uygarlığı yaratanın, geliştirenin hep emek olduğunu biliyoruz. Üretimleriyle yaşamımızı sağlayanlar da hep emekçiler olmuştur. Kol gücünden başka sermayeleri olmayan işçilerle köylüler ve düşüncelerinden başka sermayeleri olmayan düşünce adamları, el birliğiyle, yaşamı değiştirip dönüştürmeye olan inançlarından caymamışlardır. Kitapta yer alan öykülerde, gelecekte paylaşılacak olan yaşama sevincinin kıvılcımlarını bulacaksınız. O günlere ulaşıldığında kavganın yerini barış, acının yerini sevinç, köleliğin yerini sahiplik, sömürünün yerini birlikte üretilen yaşamın eşitçe paylaşımı alacaktır. Emeğin gücünün birleştiriciliğinin görkemli güzelliğini, insanı insan yapan anlamını, doğayı alt edişinin yüceliğini Maksim Gorki'nin "Tünel" öyküsünde bulacaksınız. Semplon Tüneli'nin açılışında İtalyan ve Fransız işçilerin, dağı delip toprağın altında birleşmeleri, el ele tutuşmaları sizi de heyecanlandırıp sevindirecektir. Aynı sevinci, Adnan Özyalçıner'in kitaba adını veren "Dokumacını Ölümü" öyküsü de yaşatacaktır. Öyküdeki dokumacının işine olan sevgisi, yaratcı gücüne olan inancı, ölse de yerini bir başkası alacağı için, aynı sevinç ve mutluluğun sürekli olabileceğini gösterecektir.

Emekçi, üretimden gelen gücünü kullanarak sömürüye son verebilecek güçtedir. Bu yolla sürekli barış ve kardeşliği de getirecektir.

Üretimden gelen güçle insanlar arasında sevgiyle mutluluğu paylaşabilmek için.