Author: | Abdullah Yıldız | ISBN: | 2789785948278 |
Publisher: | Pınar Yayıncılık | Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Abdullah Yıldız |
ISBN: | 2789785948278 |
Publisher: | Pınar Yayıncılık |
Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
Duâ; insanın kendisini, hayatını ve çevresini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermeden, kararlı ve ısrarlı bir mücadele vermeden yalnızca basmakalıp duâ cümlelerini tekrarlayarak Cenab-ı Haktan isteklerde bulunması değildir! Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bir kulun, sıkıntılarını Allaha arz edip her şeyi Ona havale etmesi de değildir.
Ne ki, günümüzde duâ; üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda herhangi bir çaba göstermeyip, içinde bulunduğu tembellik, korkaklık, meskenet ve acziyetten kurtulmak için bir irade ortaya koymayan ve bu iradesini eyleme dönüştür(e)meyen insanların başvurduğu sadece dilde kalan bir kolaycılık olarak algılanıyor.
İslâmda dua; dilden kalbe, kalpten akla/dimağa, akıldan iradeye, iradeden fiile/amele yani kısaca söylemden eyleme uzanan bir süreçtir; söz ile özü, düşünce ile iradeyi, dua ile davet ve cihadı, söylem ile güç ve eylemi meczeden fiilî duâdır. Kur'an'da örnek verilen ve Resulullah'ın dilinden dökülen duâlar/zikirler, sadece dil ile yapılan kavli dualar/zikirler olmayıp aksine îman, irade, amel, ihlas, huşû, ittika, tefekkür, sabır, sebat, istikamet, hicret, cihad unsurlarıyla gerçekleşen fiili duâ/zikirlerdir.
Günümüz Müslümanları, Kur'an'da tevhid mücadeleleri örnek verilen peygamberler ve son vahyin mübelliği Hz Peygamber (s.) gibi duâ ile daveti/cihadı, söylem ile eylemi meczetmedikçe yani "kavli duâ"dan "fiili dua" ya geçmedikçe, içinde bulundukları acziyet ve zilletten kurtulmaları mümkün değildir.
Sayfa Sayısı: 382
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pınar Yayıncılık
Duâ; insanın kendisini, hayatını ve çevresini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermeden, kararlı ve ısrarlı bir mücadele vermeden yalnızca basmakalıp duâ cümlelerini tekrarlayarak Cenab-ı Haktan isteklerde bulunması değildir! Görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen bir kulun, sıkıntılarını Allaha arz edip her şeyi Ona havale etmesi de değildir.
Ne ki, günümüzde duâ; üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusunda herhangi bir çaba göstermeyip, içinde bulunduğu tembellik, korkaklık, meskenet ve acziyetten kurtulmak için bir irade ortaya koymayan ve bu iradesini eyleme dönüştür(e)meyen insanların başvurduğu sadece dilde kalan bir kolaycılık olarak algılanıyor.
İslâmda dua; dilden kalbe, kalpten akla/dimağa, akıldan iradeye, iradeden fiile/amele yani kısaca söylemden eyleme uzanan bir süreçtir; söz ile özü, düşünce ile iradeyi, dua ile davet ve cihadı, söylem ile güç ve eylemi meczeden fiilî duâdır. Kur'an'da örnek verilen ve Resulullah'ın dilinden dökülen duâlar/zikirler, sadece dil ile yapılan kavli dualar/zikirler olmayıp aksine îman, irade, amel, ihlas, huşû, ittika, tefekkür, sabır, sebat, istikamet, hicret, cihad unsurlarıyla gerçekleşen fiili duâ/zikirlerdir.
Günümüz Müslümanları, Kur'an'da tevhid mücadeleleri örnek verilen peygamberler ve son vahyin mübelliği Hz Peygamber (s.) gibi duâ ile daveti/cihadı, söylem ile eylemi meczetmedikçe yani "kavli duâ"dan "fiili dua" ya geçmedikçe, içinde bulundukları acziyet ve zilletten kurtulmaları mümkün değildir.
Sayfa Sayısı: 382
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pınar Yayıncılık